Translate

27 Aralık 2014 Cumartesi

SOMALİ - MOGADİŞU

Afrika'nın doğusunda, Hint Okyanusu kıyısında bulunan Somali’nin başkenti Mogadişu; yokluk, açlık, sefalet ve hastalıkların kol gezdiği şehir….

Bugün için Afrika Boynuzu olarak tanımlanan Somali, önceleri “Baharat Ülkesi” olarak biliniyordu.
Onuncu yüzyılda Müslümanların İslamiyet’i yaymak için geldiği ve 1500’lü yıllarda kuzey kıyılarının bir bölümü resmen Osmanlı egemenliğinde bulunan Somali, On dokuzuncu asırda batılı devletlerin Afrika ülkelerini sömürge haline getirme projesiyle büyük bir çıkmaza girdi.

Somali’yi 1839’da işgal eden İngilizler burayı sömürgelerine ekledilerse de Fransa ve İtalya ile yapılan savaşlar neticesinde 1884’te İtalya bölgeyi ele geçirdi ve 1927 yılına kadar ülke topraklarını işgal altında tuttu.
Bu coğrafyanın kalkınmasını istemeyen batı dünyasının kirli oyunlarıyla, burada halka havadan yiyecek yardımı yapılması noktasına kadar gelindi.

Ülke halkını açlığa terk eden Birleşmiş Milletler, 3 Aralık
 1992’de ABD’nin teklifiyle “Umut Operasyonu” adıyla Somali’ye asker gönderdi. Kendi öz kaynaklarını kullanmasına bile izin verilmeyen ve sürekli sömürülen ülkede batının eliyle başlatılan karışıklık halen devam ediyor. 


Kuzeyi Aden Körfezi ve doğusu Hind Okyanusu ile kaplı olan Somali, yaklaşık olarak 640.000 km karelik  yüz ölçüme sahip bir ülke…
Genelde verimsiz toprakların bulunduğu Somali’nin sadece Shebeli ile Juba nehirleri arasındaki kısmında tarıma müsait topraklar bulunuyor.
Kurak ve sıcak bir tropikal iklime sahip olan ülkede yağışlar az olduğundan halk kavurucu sıcaklar yüzünden yaşamını zor idame ediyor, zira her yeri sinekler kuşatmış.. Bu durum birçok hastalığı da beraberinde getiriyor.
Açlık ve sefalete terk edilen Somali aslında, hem zengin yer altı kaynakları, hem bitkiler ve hem de hayvanlar alemi açısından rengarenk, çok çeşitli ve zengin bir manzaraya sahiptir. Yarı çöl olan bölgelerdeyse az da olsa çalılıklara rastlamak mümkün. Bu çalılıklar çoğu zaman hayatları kavurucu güneşin altında geçen halkın sığınma yeri oluyor.

Burası turistik gezi için gelinebilecek bir yer değil, ancak hayattan ders almak için görülebilir. Baraya gelip gelecekleri yok edilen ve çaresizlik içinde bırakılan 


Somalililerin yaşantısını görenlerin dünyaya bakışı değişiyor. Zira bu toplarkarda umut yok, gelecek yok, yarın yok, sağlık yok, eğitim yok….. yok… yok… yok…
Müslüman Somali halkının içinde bulunduğu durumu görüp şükretmemek mümkün değil.

Hemen hemen nüfusun tamamı Sünni Müslüman olan ülkedeki insanların bir bölümünün asıl soyu Kureyş kabilesine kadar uzanır.

Somalililerin hayatında İslam esaslarının hakim olduğunu gözlemlemek mümkün. Temel eğitimden mahrum bırakılan çocuklar, ülkede bulunan Kuran kurslarında temel İslam bilgilerini öğreniyor. Sokakta elinde Elif Ba ile gezen çocuklara rastlamak mümkün. Ülkelerinin içinde bulunduğu sefalete alışmış olan bu çocuklar geleceklerinden habersiz günlük yaşamlarını sürdürüyorlar.

Halkın % 70’ine yakın bir bölümü çobanlık ve tarımla uğraşır. Bu imkanı bulamayanlar da çanak çömlek yapımı ve sepet örme gibi el sanatlarıyla uğraşıyorlar.

Uzun yıllar süren işgal nedeniyle binaların çoğu yıkılmış, ayakta kalanlar da kurşun izleriyle delik teşik edilmiş halde. Hayalet bir şehri andıran Başkent Mogadişu’nun sokaklarında rahat gezmek de mümkün değil. Herkesin elinde ağır silahlar var. Bu insanlar genelde kabilelerin ve farklı grupların üyelerinden oluşuyor. Şehirde belli bir düzen olduğu söylenemez.. Herkes kendi kurallarını uyguluyor gibi  bir durum. Gündüz rutin hayatın karmaşasının, yer yer sukunetin hüküm sürdüğü şehirde, akşam hava karardıktan sonra sokağa çıkmak mümkün değil..

Açlığa terk edilen Somali halkı, bugün için dış yardımlarla hayatını sürdürüyor. Bu yardımların büyük bölümünü Türkiye karşılıyor. Bir çok yerde Türkiye’den gelen yardım kuruluşlarının varlığını görmek mümkün. 
Halkın gıda ve temel gereksinim ihtiyaçları bu derneklerin eliyle gerçekleşiyor. TİKA ve Kızılay yardımlarda başı çekiyor. Birleşmiş Milletler gibi batılı yardım kuruluşlarının varlığı ise gölgede kalıyor.




26 Aralık 2014 Cuma

26 ARALIK 2014 FİLMLERİ

- "Son Umut"
Oscar ödüllü aktör Russell Crowe'un yönetmenliğini yapıp, başrolünde Olga Kurylenko, Yılmaz Erdoğan ve Cem Yılmaz ile birlikte oynadığı "Son Umut" yarın vizyona girecek.

Çekimleri İstanbul, Fethiye ve Avustralya'da gerçekleştirilen filmin İstanbul'daki çekimlerinde Topkapı Sarayı, Sultanahmet Camisi, Haydarpaşa Tren Garı ve Yerebatan Sarnıcı gibi tarihi yerler kullanıldı.
Filmde, Russell Crowe'un canlandırdığı ve Çanakkale Savaşı'ndan dört yıl sonra savaşa gönderdiği üç oğlunun kaderini öğrenmek üzere İstanbul'a gelen Avustralyalı çiftçi Connor'ın hikayesi anlatılıyor.
"Son Umut" bir babanın oğullarını ararken yaşadığı süreci konu alırken, savaşın yıkıcı etkisini her iki tarafın gözünden, daha geniş bir bakış açısıyla beyazperdeye yansıtıyor.

- "Nikahta Keramet var mı?"
Bandar Albuliwi ve Ghazi Albuliwi ikilisinin yönetmenliğini üstlendiği film, Yeşil Kart almak isteyen İsrailli bir genç kadının, doğma büyüme New Yorklu olan Filistin asıllı bir aileye mensup, yalnız ve mutsuz Arafat ile sahte evlilik yapması üzerine kurulu bir romantik komedi.
ABD, İsrail ve Ürdün ortak yapımı filmin başrollerini Hiam Abbass, Ghazi Albuliwi ve Omer Barnea paylaşıyor.
Ortadoğu'da giderek artan şiddet, geçimsizlik ve etnik çatışmanın içinden yepyeni bir ses çıkarıp bu duruma ara verdirmeye çalışan bu komedi, aynı zamanda dram unsurlarını da barındırıyor.

- "Yusuf Yusuf"
Ali Sunal, Burak Satıbol, Oya Başar ile Sinem Öztürk'ün oynadığı "Yusuf Yusuf" komedi meraklılarının ilgisini çekmeye aday.

Ersoy Güler'in yönettiği film çocukluğundan beri arabalara, otomobil yarışlarına ilgi duyan ve hep rallici olma hayali kuran, ancak hayat şartlarına yenilip, Ankara'da dolmuş şoförü olmuş Yusuf'un aksiyon dolu bir o kadar da komik hikayesini konu alıyor.

- "Aşk-ı Suzan"
Murat Tüter'in yönetmenliğini yaptığı "Aşk-ı Suzan" filminin başrollerinde Emre Kentmenoğlu ve Sezen Aray rol aldı. 
Dram türündeki film, mecazi aşktan ilahi aşka yol alan bir dervişin İstanbul'da Musevi bir kızla geçen aşk hikayesini anlatıyor.
Film, aşık olacağı kızın yüzünü rüyasında gören ve bu rüyanın esrarını şeyhine sorduğunda "Gördüğün rüyanın peşine git. Çünkü bir kadına aşık olmasını bilmeyen Allah aşkı nedir bilemez" cevabını alınca şaşıran Derviş Ragıp'ın sarsıcı imtihanını anlatırken, seyirciye "Aşk" algısını sorgulatmayı da amaçlıyor.
- "Rec 4: Kıyamet Gecesi"
Jaume Balaguero'nun yönettiği ve Manuela Velasco, Hector Colome, Maria Alfonsa Rosso ile Paco Manzanedo'nun oynadığı "Rec 4: Kıyamet Gecesi", korku ve aksiyon meraklılarını sinema salonlarına çekmeyi amaçlıyor.

İspanyol korku filmi serisinin uzun süredir beklenen son bölümünde, dev bir tankerin içinde sağ kalan bir grup insan, hayatlarını korumak için mutasyona uğramış zombi sürülerine meydan okuyor.

- "İki Gün ve Bir Gece"

Jean Pierre Dardenne ile kardeşi Luc Dardenne'in yönettiği filmin başrollerinde Marion Cotillard, Fabrizio Rongione, Pili Groyne ve Catherine Salee oynuyor.
Belçika yapımı ve dram türündeki filmin konusu şöyle:
"30 yaşındaki Sandra işten atılması karşılığında iş arkadaşlarının yüklü bir ikramiye alacaklarını öğrenir. Kocasının yardımıyla iş arkadaşlarını bu ikramiyeden vazgeçirmek ve işini korumak için yalnızca bir haftası vardır."

- "İnsanları Seyreden Güvercin"
İsveç sinemasının usta yönetmenlerinden Roy Andersson'un "İkinci Kattan Şarkılar" ve "Siz, Yaşayanlar" filmlerinin ardından çektiği "Yaşayanlar" üçlemesinin son filmi "İnsanları Seyreden Güvercin" izleyici ile buluşacak.
71. Venedik Film Festivali'nde "Altın Aslan" ödülünü alarak dikkatleri üzerine çeken filmin oyuncu kadrosunda Holger Andersson, Nils Westblom, Charlotta Larsson ve Viktor Gyllenberg yer alıyor.
Çağdaş zamanların Don Kişot ve Sanço Panza'sı gibi iki gezgin satıcıyı izleyerek günümüzün, geçmişin ve geleceğin karmakarışık dünyasına absürd ve gerçekçi bir bakış atan film; yaşamın ihtişamı ve insanoğlunun kırılganlığına dikkatleri çekmeyi amaçlıyor.

- "Ayı Paddington"
Televizyonda ve video oyunlarıyla yaptığı işlerle adını duyuran Paul King'in yönetmenliğini üstlendiği "Ayı Paddington" filminin seslendirme kadrosunda Ben Whishaw, Nicole Kidman, Hugh Bonneville, Jim Broadbent, Julie Walters ve Peter Capaldi gibi isimler yer alıyor. 
Sevimli ayıcık Paddington'ın seslendirmesini ise son dönemin parlayan yıldızı Ben Whishaw üstleniyor.
İngiltere, Fransa ve Kanada ortak yapımı filmde; sevimli ayının Londra'da kendine bir yuva bulmak için İngiltere'ye ayak basmasıyla başına gelen komik olaylar anlatılıyor.

19 Aralık 2014 Cuma

19 ARALIK 2014 FİLMLERİ

7 film vizyona girdi

Türkiye sinemalarında bu hafta 3'ü yerli 7 film vizyona girdi.

İlk filmi "Lüks Otel" ile Altın Portakal'da "En İyi Görüntü Yönetmeni" ödülünü kazanan Kenan Korkmaz'ın ikinci filmi "Gittiler: Sair ve Meçhul", izleyiciyle buluştu.
Dram türündeki film, Mezopotamya'nın kadim halklarından Süryanilerin yaşadığı Aynvert (Gülgöze) köyünün muhtarı ve çocukları üzerinden, "gitmek ve dönmek" konularını işliyor. 
"Rüzgarla Bir" 
Eşinden şiddet gören bir kadının dram dolu yaşamının anlatıldığı "Rüzgarla Bir" filminin yönetmenliğini Dilek Çolak yaptı. 
Evren Duyal, Sermet Yeşil, Aytaç Öztuna, Sertaç Ekici ve Serhat Özcan'ın oynadığı filmin konusu şöyle: 
"Hemşire Leyla ve Levent yedi yıllık evlidir. Leyla hem kocası tarafından aldatılmakta hem de şiddet görmektedir. Bir yandan da kilolarından rahatsız olan Leyla, sürekli rejim ve spor yaparak yaşadıklarını görmezden gelmeye çalışmaktadır. Bu esnada cezaevlerine operasyon düzenlenmiş, siyasi tutuklular hücre tipi cezaevlerine karşı açlık grevine başlamıştır. Leyla'nın çalıştığı hastaneye bu eylemcilerden biri getirilir. Bu genç adamın adı Kerem'dir. Kerem tedaviyi kabul etmez. Leyla ve Kerem zaman ilerledikçe birbirlerinin yaşamlarını ve seçimlerini sorgularlar. Biri inandığı bir siyasi görüş için hayatını ortaya koyarken, diğeri çocuğu ve eşi için kendi yaşamından feragat etmektedir." 
"Vay Başıma Gelenler 2 Buçuk"
Başrollerini Hüsnü Şenlendirici ve BKM oyuncusu Metin Keçeci'nin paylaştığı "Vay Başıma Gelenler" filminin ikincisi "Vay Başıma Gelenler 2 Buçuk" izleyiciyle buluştu.
Devam filmi denebilecek komedi türündeki yapımın başrollerini, Yıldırım Memişoğlu, Bülent Çolak, Fatma Toptaş, Metin Zakoğlu ve Çiğdem Tunç üstlendi. 
Ferdi Merter, Veysel Diker, Hüseyin Elmalıpınar, Müge Oruçkaptan, Yaşar Üzer ve Atilla Pekdemir gibi isimlerin de konuk oyuncu olarak yer aldığı filmin yönetmenliğini Semra Dündar yapıyor. 
"Karda Bir Beyaz Kuş" 
Eva Green, Shailene Woodley, Christopher Meloni ile Shiloh Fernandez'in oynadığı "Karda Bir Beyaz Kuş"un yönetmenliğini Gregg Araki yaptı. 
Dram türündeki filmde, annesi ortadan kaybolan 17 yaşındaki bir kızın yaşadığı gelgitler konu alınıyor. 
"Ve Perde"
Olivier Assayas'ın yönettiği "Ve Perde"nin oyuncu kadrosunda; Juliette Binoche, Kristen Stewart, Chloe Grace Moretz ile Lars Edinger yer alıyor.
Filmde, Juliette Binoche'nin canlandırdığı "Maria Enders" karakterinin, kariyerinin zirvesine ulaştıktan sonra, yirmi yıl önce ona şöhret kapılarını açan bir oyunda yeniden oynaması için teklif alması ve sonrasında yaşanan süreç anlatılıyor.
"Hayatımın Şansı"
Ünü Fransa'dan dünyaya yayılarak 51 milyon kişi tarafından izlenen "Can Dostum"u çeken Olivier Nakache ve Eric Toledano'nun yeni filmi "Hayatımın Şansı", komedi ve aşkın içi içe geçtiği bir film. 
Başroldeki Omar Sy ve Charlotte Gainsbourg'a, Tahar Rahim ve Izıa Higelin'in eşlik ettiği film, daha iyi bir hayat umuduyla geldiği Fransa'da düşük gelirli birçok işe girerek tutunmaya çalışırken göçmenlik bürosuna gönderilen Samba ile göçmenlik bürosunda çalışan Alice arasındaki duygusal ilişkiyi konu alıyor.
"Çapkın Profesör"
Marc Lawrence'ın senaryosunu yazıp yönetmenliğini üstlendiği filmin başrollerini Hugh Grant ve Marisa Tomei paylaşıyor. İkiliye, Allison Janney, J.K. Simmons, Aja Naomi King ve Chris Elliott gibi isimler eşlik ediyor.
Romantik komedi türündeki filmin konusu şöyle: 
"Bir zamanların ünlü ve ödüllü senaristi Keith Michaels'in hayatı, aradan geçen 15 yılda tepetaklak olmuştur. Boşanan ve 50'li yaşlarına yaklaşan Keith, uzun yıllardır ses getiren yeni bir senaryo yazamadığı için maddi anlamda da uçuruma gitmektedir. Bu nedenle New York'ta bir üniversitenin senaryo dersleri için eğitmenlik yapması teklifini kabul ederken tereddüt yaşamaz. Keith Michaels, bir yandan derslerin sorumluluklarını yerine getirip diğer yandan da yeni bir senaryo yazma girişimlerine odaklanır. Keith'in hayatı öğrencilerinden biri olan, iki çocuk annesi Holly ile tanıştıktan sonra değişmeye başlar."

17 Aralık 2014 Çarşamba

"Hobbit: Beş Ordunun Savaşı" vizyona girdi

Oscar ödüllü sinemacı Peter Jackson'un, J.R.R. Tolkien'ın zamana meydan okuyan popüler başyapıtı "The Hobbit"ten uyarladığı üçlemenin son filmi "Hobbit: Beş Ordunun Savaşı" vizyona girdi.


Üçlemenin son filminde Bilbo Baggins (Martin Freeman), Thorin Meşekalkan (Richard Armitage) ve Cüceler Bölüğü'nün maceraları, destansı bir sonla bitiyor. 

Peter Jackson ve ekibinin beyaz perdeye taşıdığı "Yüzüklerin Efendisi" üçlemesi, Oscar ödüllü "Yüzüklerin Efendisi: Kralın Dönüşü" ile sona ulaşmıştı. Bu üçlemede olduğu gibi, "Hobbit: Beş Ordunun Savaşı"nda da Ian McKellen, "Gri Gandalf"; Martin Freeman ana karakter "Bilbo Baggins"; Richard Armitage da "Thorin Meşekalkan" rollerini üstleniyorlar. 
Filmin uluslararası oyuncu kadrosunun başında Evangeline Lilly, Luke Evans, Lee Pace, Benedict Cumberbatch, Billy Connolly, James Nesbitt, Ken Stott, Aidan Turner, Dean O'Gorman, Graham McTavish, Stephen Fry ve Ryan Gage geliyor. 


Kadrodaki diğer oyuncular ise Cate Blanchett, Ian Holm, Christopher Lee, Hugo Weaving, Orlando Bloom, Mikael Persbrandt, Sylvester McCoy, Peter Hambleton, John Callen, Mark Hadlow, Jed Brophy, William Kircher, Stephen Hunter, Adam Brown, Manu Bennett ve John Tui, John Bell'den oluşuyor.


Fran Walsh, Philippa Boyens, Peter Jackson ve Guillermo del Toro'nun kaleme aldığı filmin konusu şöyle: 
"Erebor Cüceleri, yurtlarının büyük zenginliğine yeniden kavuşmuştur ancak şimdi dehşet verici Ejderha Smaug'u, Göl Kasabası'nın savunmasız erkekleri, kadınları ve çocuklarının üzerine serbest bırakmış olmanın sonuçlarıyla yüzleşmek zorundadırlar. Ejderha hastalığına yakalanmış olan Dağın Altındaki Kral Thorin Meşekalkan efsanevi Arkentaşı'nı ararken dostluğu ve onuru feda etmiştir. Thorin'in mantıklı düşünmesine yardım edemeyen Bilbo, ileride daha büyük tehlikelerin yattığından habersiz, umutsuzca ve tehlikeli bir seçim yapmak zorunda kalır. Eski bir düşman Orta-Dünya’ya geri dönmüştür. Karanlık Lord Sauron Yalnız Dağ'a gizli bir saldırı için dört Ork bölüğü göndermiştir. Tırmanan çatışmalarının üzerine karanlık çökerken, Cüceler, Elfler ve İnsanların karar vermesi gerekir: Birleş ya da yok ol. Beş büyük ordu savaşa giderken, Bilbo hem kendi hayatı hem de arkadaşlarının hayatı için savaşmak zorunda kalır."
Çekimleri yönetmen Jackson'ın Miramar-Wellington’daki kendi tesisinde ve Yeni Zelanda'nın çeşitli gerçek mekanlarında yapılan film, saniyede 48 kare ve 3 boyutlu olarak çekildi.
Dünya çapında gösterime giren film, seçili uluslararası bölgelerde 10 Aralık'ta sinemaseverlerin beğenisine sunuldu. 1937 yılında yazılmış "Hobbit" romanından uyarlanan üçlemenin üçüncü ve son yapımından önce de ilk iki filmi olan "Hobbit: Beklenmedik Yolculuk" ve "Hobbit: Smaug'un Çorak Toprakları" izleyici ile buluşmuştu. 


11 Aralık 2014 Perşembe

12 ARALIK 2014 VİZYON FİLMLERİ

Türkiye sinemalarında bu hafta 4'ü yerli 8 film vizyona girdi
"Kırımlı: Aşkta ve Savaşta"
Murat Yıldırım, Selma Ergeç, Bülent Alkış ile Gülçin Santırcıoğlu'nun oynadığı filmde, 2. Dünya Savaşı sırasında Alman esir kamplarında tutulan Tatar esirlerin çektiği acılar ve yaşanan insanlık dramı anlatılıyor.
Film, 2011 yılında hayatını kaybeden ve eserlerinin tamamında Kırım Tatar kültürünü, Kırım Türklerinin acılarını yansıtan Cengiz Dağcı'nın 1956'de yayınlanan ilk romanı "Korkunç Yıllar"dan yola çıkılarak senaryolaştırıldı.
"Yağmur: Kıyamet Çiçeği"
Engin Hepileri, Elena Viunova, Erkan Kolçak Köstendil, Devrim Saltoğlu, Settar Tanrıöğen, Altan Erkekli, Sait Genay, Rıza Sönmez, Hüseyin Avni Danyal ve Ruhi Sarı'nın oynadığı "Yağmur: Kıyamet Çiçeği" adlı filmi, Onur Aydın yönetti.
Dram türündeki filmde, Kazım Koyuncu'nun hayatının yanı sıra Çernobil felaketi, Rus kadınları ve Trabzonspor'un 1995-1996'da şampiyonluğu kaybedişi ve sonrasında şehirde ilan edilen yas konu ediniliyor.
"Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku"
Çiğdem Vitrinel'in yönettiği "Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku" filminin oyuncu kadrosunda Erdal Beşikçioğlu, Sezin Akbaşoğulları, Harun Tekin, Derya Alabora ile Hare Sürel rol aldı. 
Filmde, Erdal Beşikçioğlu'nun canlandırdığı "Arif" ile Sezin Akbaşoğulları'nın hayat verdiği "Müzeyyen" karakteri arasında geçen acıklı aşk hikayesi beyaz perdeye aktarılıyor. 48. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "Geriye Kalan" filmiyle "En İyi Yönetmen" ödülünü alan Çiğdem Vitrinel'in ikinci uzun metrajlı filmi, İlhami Algör'ün aynı adlı romanından uyarlandı.
"Rimolar ve Zimolar: Kasabada Barış"
İsmet Kurtuluş ile Nermin Er'in yönettiği ve Yekta Kopan, Janset, Ezgi Mola ile Şevket Süha Tezel'in seslendirdiği "Rimolar ve Zimolar: Kasabada Barış", Türkiye'nin ilk kukla çocuk yapımı olarak sinemalarda yer alacak.
Çocukları kuklaların renkli ve eğlenceli dünyasına davet eden filmin teması iki farklı kasabada yaşayan Rimolar ve Zimolar'ın dargınlık ve yanlışlıkları üzerine kurulu.
Türkiye genelinde 60'ı aşkın salonda vizyona girecek filmde, birbirinden renkli ve sempatik kahramanların komik ve düşündürücü hikayeleri izlenebilecek.
"Exodus: Tanrılar ve Krallar"

İngiliz aktör Christian Bale ile Ben Kingsley, Sigourney Weaver, John Turturro ve Aaron Paul'un oynadığı "Exodus: Tanrılar ve Krallar" filminin yönetmenliğini Ridley Scott yaptı. 

Hz. Musa'nın hayatının önemli dönüm noktalarını konu edinen filmde, Hz. Musa'yı Christian Bale canlandırıyor.
Firavun Ramses'in şiddetinden kaçmak için Hz. Musa'ya güvenen 600 bin kişiyle Hz. Musa'nın bin bir türlü engeli aşma çabalarını anlatan film; firavun yönetiminin başına gelen felaketler ve ordusunun denizde yok olması olayına odaklanıyor.
"Özgürlük Dansı"
Ken Loach'ın yönettiği "Özgürlük Dansı"nın oyuncu kadrosunda Barry Ward, Francis Magee, Aileen Henry ile Simone Kirby gibi isimler rol aldı.
Cannes Film Festivali'nde "Altın Palmiye" adayı olan filmde, Jimmy Gralton'un gerçek yaşam hikayesinden esinlenerek adalet ve özgürlük için sanata sarılan bir aktivistin toplumun bakış açısını değiştirme mücadelesi anlatılıyor.
Türkiye'de ilk olarak Filmekimi kapsamında izleyiciyle buluşan filmde; Barry Ward'ın canlandırdığı İrlandalı aktivist "James Gralton"un, ABD'de geçirdiği 10 yıllık sürgün döneminin ardından memleketine dönüp uzun süredir kapalı bulunan ve insanların şarkı söyleyip, dans etikleri şehir lokalini açmasının ardından toplumda yaşanan gerginlikler anlatılıyor.
"Bire Bir"
Güney Koreli yönetmen, senarist ve yapımcı Kim Ki Duk'un yeni filmi "Bire Bir", gerilim meraklılarının ilgisinini çekmeye aday.
Filmin oyuncu kadrosunda Dongseok Ma, Young Min Kim, Yi Kyeong Lee ile Tee Yoo gibi isimler yer alıyor.
Gerilimli olduğu kadar dram sahneleriyle de öne çıkan filmin konusu şöyle: 
"Liseli bir kız öldürülür. Kızı öldüren yedi kişiden biri, eğitimli bir askeri tim tarafından kaçırılır. İşkence yapıldıktan sonra cinayeti itiraf eden bir not yazdırılır ve salınır. Bir zamanlar hiçbir şeyden korkmadığını düşünen bu adam şimdi büyük bir korkunun içindedir. Cinayete karışan diğerlerinin de kaçırılıp işkenceye uğradığını ve kimilerinin intihar ettiğini öğrenir. Bunun üzerine bir sonraki kurbanı takibe koyularak onu kaçıranların peşine düşer."
"Safari Macerası"
Ben Stassen'in yönettiği "Safari Macerası", seyirciyi üçüncü boyutta gerçek zamanlı bir maceraya davet ediyor.
Namibya'nın Pasifik kıyılarından Kilimanjaro Dağları'nın zirvesine uzanan yolculukta, doğal güzelliğin ve içerisinde yaşayan onlarca canlının büyüleyici görüntüleri izlenebilecek.

6 Aralık 2014 Cumartesi

5 ARALIK 2014 VİZYON FİLMLERİ

Fatih Akın’ın tartışmalı filmi "Kesik" vizyonda

Yönetmen Fatih Akın, "Duvara Karşı" filmiyle başlattıp "Yaşamın Kıyısında" filmi ile devam ettirdiği “Aşk, Ölüm ve Şeytan” üçlemesini "Kesik" ile tamamladı.

Türkiye sinemalarında bu hafta 4'ü yerli 5 film vizyona girdi. Haftanın yerli yapımların 3'ü dram türünde, devam filmi olan diğer iki yapım ise komedi türünde. 

"Kesik": "Duvara Karşı" filmiyle başlattığı, “Aşk, Ölüm ve Şeytan” üçlemesini "Yaşamın Kıyısında" filmiyle devam ettiren Fatih Akın, sekiz yıl süren çalışmasının ardından  "Kesik" adlı film ile bu üçlemeyi tamamladı. Ağustos ayında Venedik’te prömiyeri yapılan 20 Milyon dolarlık bütçeli film izleyici ile buluşuyor.
Çekimleri Almanya, Küba, Kanada, Ürdün ve Malta'da gerçekleşen filmin oyuncu kadrosunda Tahar Rahim, Simon Abkarian, Makram J. Khoury, Hindi Zahra, Kevork Malikyan, Bartu Küçükçağlayan, Trine Dyrholm, Moritz Bleibtreu, Arsinée Khanjian, Akin Gazi ve Arévik Martirossian yer alıyor.

1915 Ermeni olaylarının tek taraflı anlatıldığı ve Osmanlı İmparatorluğu’nun kötü gösterilerek Ermeni Diasporası’nın ekmeğine yağ sürülen tartışmalı filmin konusu şöyle: "Osmanlı askeri 1915 yılında, Mardin'de bir gece şehirdeki tüm Ermeni erkekleri toplar ve demirci Nazarat Manukyan'ı da ailesinden koparırlar. Yıllar sonra, iki kızının hala hayatta olduğunu duyan Nazarat, kızlarını bulmayı kafasına koyar. Bu yolculuk onu Mezopotamya çöllerinden Havana'ya, oradan da Kuzey Dakota eyaletinin ıssız ve çorak arazilerine sürükler.”

"Uzun Yol": Nihat Seven’in yönettiği ve Hakan Yufkacıgil, Nil Günal, Ahmet Özarslan ile Murat Muslu’nun oynadığı "Uzun Yol" haftanın bir başka dram türündeki filmi.
Nihat Seven'in senaryosunu Melek Seven ile birlikte kaleme aldığı film, küçük hayatlı insanların, küçük mutlulukları yakalama çabası içindeyken içine düştükleri büyük çıkmazlar üzerine yaşadıkları hesaplaşmaları konu alıyor. 
BAFTA tarafından İngiltere'nin Yabancı Dildeki En İyi Film dalında Oscar adayı gösterilen yapım, geçtiğimiz yıl Antalya Altın Portakal Film Festivali'nden En İyi Erkek Oyuncu ve Yardımcı Erkek Oyuncu ödülleri ile dönmüştü.













"Sesime Gel": Hüseyin Karabey’in yönettiği filmin oyuncu kadrosunda Feride Gezer, Melek Ülger, Tuncay Akdemir ile Muhsin Tokçu gibi isimler var.

Dram türündeki fimin konusu şöyle:"60 yaşındaki Berfe ve 8 yaşındaki torunu Jiyan’ın yaşadığı köyün bütün erkekleri silâh sakladıkları iddiasıyla bir jandarma baskını sonucu tutuklanır. Berfe’nin oğlu, Jiyan’ın babası Temo da tutuklananlar arasındadır. Fakat önemli bir sorun vardır; ortada silâh yoktur, en azından onların bildiği bir yerde yoktur. Büyüyen bir çaresizlik içerisinde Berfe ve Jiyan bir silâh bulmak ve karşılığında Temo’yu kurtarmak için yollara düşmeye karar verirler."

"Çakallarla Dans 3: Sıfır Sıkıntı" 
Murat Şeker’in yönettiği ve Şevket Çoruh, Murat Akkoyunlu, Timur Acar, Ceyhun Yılmaz, İlker Ayrık ile Gürkan Uygun'un oynadığı "Çakallarla Dans 3: Sıfır Sıkıntı" komedi meraklılarının ilgisini çekmeye aday.
Çakallarla Dans serisinin 3. yapımı olan filmde, arkadaşlarının mutluluğu için her türlü yola başvuran çakalların; aksiyon ve komedi içerikli maceraları izlenebilecek.

"Patrondan Kurtulma Sanatı 2"
2011'in hit komedisi Patrondan Kurtulma Sanatı'nın devam filmi, herkesin çok sevdiği zavallı çalışanlar Nick, Dale ve Kurt’ü canlandıran Jason Bateman, Charlie Day ve Jason Sudeikis’i yeniden bir araya getirdi. Bu üç oyuncuya ilk filmden Jennifer Aniston ve Jamie Foxx eşlik ederken; Christoph Waltz kadroya yeni katılan isimler arasında yer alıyor.

"Üstlerinin taleplerini yerine getirmekten bunalan Nick (Bateman), Dale (Day) ve Kurt (Sudeikis) “Patrondan Kurtulma Sanatı 2”de kendi işlerinin patronu olmaya karar verirler. Ama kısa sürede güvenilmez bir yatırımcı altlarındaki halıyı çekiverir. Çaresiz kalan ve ellerinde yasal hiçbir fırsat kalmayan üçlü, yatırımcının yetişkin oğlunu kaçırıp ondan fidye istemek üzere bir plan yaparlar"
Filmin ilk serisinde yönetmen koltuğunda Seth Gordon yer alırken ikinci serinin yönetmenliğini Sean Anders üstlendi.



İstanbul'da Russell Crowe'lu Gala

"Son Umut" filminin prömiyeri İstanbul’da yapıldı
Oscar ödüllü aktör Russell Crowe'un yönetmenliğini üstlendiği ve başrolünde oynadığı "Son Umut" filminin İstanbul prömiyeri yapıldı.
Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi'nde gerçekleştirilen galaya, İstanbul'da bulunan Russell Crowe ile filmin oyuncularından Olga Kurylenko, Yılmaz Erdoğan, Cem Yılmaz ve çok sayıda davetli katıldı.
Galaya katılan Russell Crowe ve diğer oyuncuların kırmızı halıda basın mensuplarına görüntü vermesinin ardından filmin gösterimine geçildi.
Çekimleri Avustralya, İstanbul ve Fethiye'de gerçekleştirilen filmde Crowe, Çanakkale Savaşı'ndan 4 yıl sonra savaşa gönderdiği üç oğlunun kaderini öğrenmek üzere İstanbul'a gelen Avustralyalı çiftçi Connor'ı canlandırıyor.
Çanakkale Savaşı'nın 100. yılına denk gelen film, Türkiye sinemalarında 26 Aralık'ta vizyona girecek.