Seksenlerde “aşk gemisi” konseptiyle hafızalarda yer
eden gemi seyahati, 10 yıl öncesine kadar piyangodan para çıkınca yapılacaklar
listesindeydi, bu gün o algı değişti.
Türk gezginlerin yeni yeni farkına vardığı turistik
gemi yolculuğu yada bilinen adıyla kruvizer turizmi, artık eskisine göre daha
da popüler.
Bavul toplamadan, havaalanlarında perişan olmadan
seyahat edebilmek, günlerce aynı odada kalmak ama her sabah ayrı bir coğrafyada
uyanmak, ineceğiniz liman kötü bile olsa kabine döneceğinizi bilmek gemi
yolculuğunu cazip hale getiren sebeplerden sadece bir kaçı.
Hal böyle olunca Cruis turlarına olan ilgi arttığı
gibi, yüzen gemilere katılmayı hayal edenlerin sayısı da giderek artıyor.
İtalya’nın Genova kentinden katıldığımız 12 günlük bir
turda, Barselona, Casablanka, Kanarya adaları, Portekiz’in Funçhal adası,
Malaga ve Roma’yı turluyoruz.
Tarihi şehirleri gezerken aldığınız keyfin yanı sıra,
bu devasa gemilerde geçirilen vakit de bir başka güzel.
İtalyan MSC firmasının Fantasya adlı gemisinde yok
yok. Bir gün boyunca gezmekle tam olarak keşfedilemeyen 18 katlı gemiye
Resepsiyonun yer aldığı katla adım atıyorsunuz.
Burası aynı zamanda bir buluşma noktası. Lobi,
mağazalar, kafe ve restoranların katın sadece küçük bir bölümünü kapladığını
çok geçmeden fark ediyorsunuz. Koridordan odanıza doğru ilerlerken devası bir
oyun ve kumar salonu karşınıza çıkıyor. Hemen devamında koca bir konser ve
gösteri salonu.
İnsanı hayrete düşüren bu mekanların görüntüsünden
Yüzen şehrin sokaklarında hayatın hızlı
aktığını anlıyorsunuz. 4 bin 500 yolcu ve Bin 500 personelin bulunduğu gemide
aktivite çok. Koca gemide her yere yetişmek zor olduğu için zaman yönetimi
şart.
Yüzen şehirde bir gün,
açık büfe zengin sabah kahvaltısıyla başlıyor. Eyer o gün denizde
geçiyorsa Kahvaltının ardından kimisi gemi terasından masmavi denizi ve
okyanusu seyre dalıyor, kimisi de ortalığı kol açan etmek için şehrin altını
üstüne getiriyor.
Güneşi gören soluğu havuzlarda alıyor, Açık alandaki
Jakuzi müdavimlerinin de keyfine diyecek yok. Islanmak istemeyenler
şezlonglarda güneşin tadını çıkarıyor.
Güler yüzlü asya kızlarının hizmet verdiği masaj
merkezleri de reyting yarışında ilk sıraları alıyor.
Günün ortalarına doğru herkes öğle yemeğine akın
ediyor. Öğleden sonra hayat kaldığı yerden devam ediyor.
Gemide olan biteni kaçırmamak ve aktivitelerden geri
kalmamak için günlük program şart. Hava raporu, geminin bir sonraki limana
varış ve kalkış saatleri, canlı müzik ve tiyatro gösterileri her gün düzenli
olarak odanıza getirilen broşörlerde yer alıyor.
Gündüzlerin dolu dolu geçtiği Gemide, gece saatleri
bir başka oluyor. Eskilere gitmek isteyen yaşı geçkinler alt katlardaki canlı
müzik ve dans gösterilerine eşlik ediyor.
Genç ve Kendini genç hissedenler ise geminin en üst
katında yer alan diskoda kurtlarını döküyor.
Ertesi gün ise insanı yeni keşfedeceği şehrin heyecanı
sarıyor. Başlangıçta uzun gibi görünen 12 günlük seyahat bir de bakmışsınız
bitmiş…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder