Afrika'nın doğusunda, Hint Okyanusu kıyısında bulunan Somali’nin başkenti Mogadişu; yokluk, açlık, sefalet ve hastalıkların
kol gezdiği şehir….
Onuncu
yüzyılda Müslümanların İslamiyet’i yaymak için geldiği ve 1500’lü yıllarda kuzey
kıyılarının bir bölümü resmen Osmanlı egemenliğinde bulunan Somali, On
dokuzuncu asırda batılı devletlerin Afrika ülkelerini sömürge haline getirme
projesiyle büyük bir çıkmaza girdi.
Somali’yi
1839’da işgal eden İngilizler burayı sömürgelerine ekledilerse de Fransa ve
İtalya ile yapılan savaşlar neticesinde 1884’te İtalya bölgeyi ele geçirdi ve 1927
yılına kadar ülke topraklarını işgal altında tuttu.
Bu
coğrafyanın kalkınmasını istemeyen batı dünyasının
kirli oyunlarıyla, burada halka havadan yiyecek
yardımı yapılması noktasına kadar gelindi.
Ülke
halkını açlığa terk eden Birleşmiş Milletler, 3 Aralık
1992’de ABD’nin
teklifiyle “Umut Operasyonu” adıyla Somali’ye asker gönderdi. Kendi öz kaynaklarını
kullanmasına bile izin verilmeyen ve sürekli sömürülen ülkede batının eliyle
başlatılan karışıklık halen devam ediyor.
Kuzeyi
Aden Körfezi ve doğusu Hind Okyanusu ile kaplı olan Somali, yaklaşık olarak
640.000 km karelik yüz ölçüme sahip bir
ülke…
Genelde
verimsiz toprakların bulunduğu Somali’nin sadece Shebeli ile Juba nehirleri
arasındaki kısmında tarıma müsait topraklar bulunuyor.
Kurak
ve sıcak bir tropikal iklime sahip olan ülkede yağışlar az olduğundan halk kavurucu
sıcaklar yüzünden yaşamını zor idame ediyor, zira her yeri sinekler kuşatmış..
Bu durum birçok hastalığı da beraberinde getiriyor.
Açlık ve sefalete terk
edilen Somali aslında, hem zengin yer altı
kaynakları, hem bitkiler ve hem de hayvanlar alemi açısından rengarenk, çok
çeşitli ve zengin bir manzaraya sahiptir. Yarı çöl olan bölgelerdeyse az da
olsa çalılıklara rastlamak mümkün. Bu çalılıklar çoğu zaman hayatları kavurucu
güneşin altında geçen halkın sığınma yeri oluyor.
Somalililerin yaşantısını görenlerin dünyaya bakışı değişiyor. Zira bu
toplarkarda umut yok, gelecek yok, yarın yok, sağlık yok, eğitim yok….. yok…
yok… yok…
Hemen
hemen nüfusun tamamı Sünni Müslüman olan ülkedeki insanların bir bölümünün asıl
soyu Kureyş kabilesine kadar uzanır.
Somalililerin hayatında İslam esaslarının hakim olduğunu gözlemlemek mümkün. Temel eğitimden mahrum bırakılan çocuklar, ülkede bulunan Kuran kurslarında temel İslam bilgilerini öğreniyor. Sokakta elinde Elif Ba ile gezen çocuklara rastlamak mümkün. Ülkelerinin içinde bulunduğu sefalete alışmış olan bu çocuklar geleceklerinden habersiz günlük yaşamlarını sürdürüyorlar.
Somalililerin hayatında İslam esaslarının hakim olduğunu gözlemlemek mümkün. Temel eğitimden mahrum bırakılan çocuklar, ülkede bulunan Kuran kurslarında temel İslam bilgilerini öğreniyor. Sokakta elinde Elif Ba ile gezen çocuklara rastlamak mümkün. Ülkelerinin içinde bulunduğu sefalete alışmış olan bu çocuklar geleceklerinden habersiz günlük yaşamlarını sürdürüyorlar.
Halkın % 70’ine yakın bir bölümü çobanlık ve tarımla uğraşır. Bu imkanı bulamayanlar da çanak çömlek yapımı ve sepet örme gibi el sanatlarıyla uğraşıyorlar.
Açlığa terk edilen Somali halkı, bugün için dış yardımlarla hayatını
sürdürüyor. Bu yardımların büyük bölümünü Türkiye karşılıyor. Bir çok yerde
Türkiye’den gelen yardım kuruluşlarının varlığını görmek mümkün.
Halkın gıda ve
temel gereksinim ihtiyaçları bu derneklerin eliyle gerçekleşiyor. TİKA ve
Kızılay yardımlarda başı çekiyor. Birleşmiş Milletler gibi batılı yardım kuruluşlarının varlığı ise gölgede kalıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder